Dr. Ahmet SALTIK

“Bir, kalkınma yaklaşımını değiştirmemiz lazım. İki, yerel kaynakları harekete geçirici çalışmaları acilen başlatmamız gerekiyor. Üç, halkı, meslek kuruluşlarını, çeşitli kuruluşları eğitim ve örgütlenme açısından güçlendirerek karar vericiler üzerinde politik baskı yaratmamız gerekiyor. 

Demokrasiyi gerçekten tabanda geliştirmemiz gerekiyor. Bu yapıldığı takdirde bölgesel kalkınma da sağlanabilir, yerel kalkınma da sağlanabilir. 

Ben buna inanıyorum...” 
(AHMET SALTIK, TRT GAP TV)


Dr. Ahmet SALTIK fotoğrafları için lütfen tıklayınız

AHMET SALTIK’IN YAŞAM HİKAYESİ


DrAhmetSaltik.jpg
Ahmet Saltık 1940 yılında Bulgaristan’ın Razgrad kasabasında dünyaya geldi. Çiftçilikle uğraşan Saltık ailesinin ilk çocuğuydu. İlkokulu Bulgaristan’da tamamladı,  1950 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etti. Kısa bir süre Isparta’da kalan aile ardından Aydın’ın Nazilli ilçesine yerleşti. Ahmet Saltık artık işçi bir ailenin çocuğu olarak yaşamakta ve eğitimini sürdürmekteydi. 


Üniversite Yılları…

Lise öğrenimini Nazilli’de tamamlayan Ahmet Saltık, 1961 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’ne girdi. Başarı ile tamamladığı üniversite eğitiminin ardından 1965 yılında mezun oldu. Sınıf arkadaşı Emel Erinç’le üniversitenin son sınıfında başlayan arkadaşlıkları evliliğe dönüştü ve ömür boyu sürecek bir birlikteliğin ilk adımı da böylece atılmış oldu.  Kısa bir süre içerisinde 2 yıllık askerlik görevini gerçekleştirmek için Ağrı’nın Patnos ilçesine tayin olan Ahmet Saltık, ülkesi için kalkınma ihtiyacının aciliyetini askerliği boyunca fazlasıyla gözleme şansı buldu. Bölge halkıyla yakın ilişkiler kurdu, onlarla dostluklar geliştirdi. Bu dönem, kırsal kalkınma alanında yıllarca sürecek bir işbirliğinin ilk işareti gibiydi.

Kırsal Alanla ve Akademi ile Tanışma…

Askerlik yılları aynı zamanda öğretici bir dönem olmuştu. Sefaletin ve yoksulluğun boyutlarını en açık orada gördü. Bu dönemde gördüklerini hiçbir zaman unutmayacak ve hayatının geri kalanını kırsal kalkınma çalışmalarına adayacaktı. 

Askerliğini tamamlayan Ahmet Saltık 1968 yılında İstanbul’a döndü. Çeşitli işlerde çalıştı, ama mutlu olamadı, onun kafasında akademi vardı. 1969 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile Fransa’ya gitti. Strasburg’da sosyal tabakalaşma konusunda çalıştı ve doktora tezini tamamladı. (La Stratification Sociale, Sosyal Tabakalaşma, Prof. Irene Melikof) Fransa’daki eğitimi süresince edindiği akademik birikim hayatının geri kalanında hep fark edildi. Ancak onun asıl başarısı bu birikimini saha çalışmalarında kullanmasıydı.

Fransa yıllarının tek getirisi kariyer olmadı. 1971 yılında “ilk göz ağrım” dediği kızı Zeynep dünyaya geldi. Büyüyen Saltık ailesi 1974 yılında Türkiye’ye döndü. Ahmet Saltık Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. Akademik birikimi ve çalışkanlığıyla bölüm içerisinde kısa sürede dikkatleri üzerine çekmişti. Meslektaşları arasında her zaman saygı duyulan bir isim oldu. Öğrencileri için ise çok sevdikleri Ahmet hocaydı artık. Onların gelişimi için elinden geleni yapan, her konuda desteğini esirgemeyen bir hoca olarak öğrencilerinin hayranlığını kazanmakta gecikmedi. 

Bu dönemde Saltık ailesi genişlemeye devam etti. 1977 yılında Saltık çiftinin ikinci çocukları Hakan dünyaya geldi. O yılların zorlukları bu mutluluğu engelleyemedi elbette, ancak Ahmet Saltık için akademiden ayrılmanın vakti de gelmek üzereydi. 1980 yılında uzun mücadeleler sonucunda doçentlik unvanını aldı. 

Türkiye Kalkınma Vakfı’na Katılma…

Doçentlik unvanını aldığı dönem öğrencilik yıllarından hocası Sadi Gencer’in ısrarıyla Türkiye Kalkınma Vakfı ile tanıştı. Kısa süre sonra akademiden tamamen ayrılacak ve Kırsal Kalkınma Koordinatörü olarak çalışma yaşamının yirmi yılını harcayacağı Türkiye Kalkınma Vakfı’nda çalışmaya başlayacaktı. Artık çocukluğundan beri tanık olduğu yoksullukla mücadele etmek için önünde büyük bir fırsat vardı. Bu fırsatı da seve seve kullandı. 

1969 yılında kurulmuş olan Türkiye Kalkınma Vakfı özellikle kırsal kalkınma alanında Türkiye’nin en önde gelen kuruluşuydu.  Birikimi ve deneyimiyle birçok insan yetiştirmiş, Türkiye’nin kalkınma çabalarına büyük katkıları olmuş, kendisinden sonra bu alanda çalışan birçok kuruluşa örnek olmuştu. Ahmet Saltık işe başlar başlamaz kendi ilkelerini ve çalışma tarzını oturtmaya başladı. İlk kural insan merkezli kalkınmaydı. Geleneksel kalkınma anlayışındaki merkeziyetçi, teknisist ve ekonomik büyümeyi temel alan yaklaşımlardan uzaklaşmak gerekiyordu. Ahmet Saltık için kalkınma çalışmaları ancak insanı merkeze alan bir anlayışla başarılı olabilirdi. Bu nedenle öncelikle kırsal kalkınma alanında çalışacak kadrolarda bir zihniyet değişikliğine gitmek gerekiyordu. Kalkınma çalışmalarında insanın merkeze alınması, çalışma tarzında da değişikliklere gidilmesini gerektiriyordu. Öncelikle merkeziyetçi planlamalardan ve seçkinci uygulamalardan vazgeçip, çözümü halkla birlikte yaratmak ve gerçekleştirmek gerekiyordu. 

“Tabandaki halkın proje geliştirme süreçlerine, sorun tanımlama süreçlerine, uygulama süreçlerine ve sonuçlardan adil pay alma süreçlerine katılımını teşvik etmek. Biz buna çalışıyoruz. Yani daha demokratik, daha dengeli, daha insana yakışır kalkınma örnekleri vermeye çalışıyoruz. Bizim misyonumuz bu...” (Ahmet Saltık, TRT GAP TV) 

Ahmet Saltık kırsal kalkınma alanında yürüttüğü çalışmalarla yeni ufuklar açmaya devam ediyordu. O zamana kadar unutulmuş ya da düşünülmemiş birçok konu onun yönetimi altında gündeme geliyordu. Kırsal kalkınmada kadınların dezavantajlı konumlarını ve cinsiyet dengeli bir kalkınma çalışmasının önemini vurgulaması da bunlardan biriydi. 

“Yeni kavramlardan bir tanesi kuşkusuz cinsiyet dengeli kalkınmadır. Yani nüfusun yarısı, bütün dünyada ve Türkiye’de de olduğu gibi yarısı kadınlardan oluşan bir toplumda bu hedef grubu ihmal eden ve dikkate almayan yaklaşımlarla kalkınmayı sağlamak mümkün değil.” (Ahmet Saltık, TRT GAP TV)

Ahmet Saltık için kırsal kalkınma çalışmalarının bir koşulu daha vardı, o da sürdürülebilirlikti. Sürdürülebilirlik boyutunun ihmal edildiği her çalışma başarısız olmaya mahkumdu. İnsanı merkeze alan, cinsiyet dengeli ve katılımcı bir kalkınma çalışması ancak sürdürülebilir olduğu sürece anlamlıydı. 

“Sürdürülebilirlik bugünden yarına sağlanacak bir şey değil. Bu hem bir entegrasyonu gerektiriyor, hem de çok ciddi ve içten çalışmayı gerektiriyor ve insanları sevmeyi gerektiriyor. Bir de bir misyonu gerektiriyor. Buna sahip değilseniz yapamıyorsunuz” (Ahmet Saltık, TRT GAP TV)

Bu dönem Ahmet Saltık için aynı zamanda uzun yıllar sürecek yeni arkadaşlıkların da önünü açtı. Ekibiyle sürekli bir arada olmak, onların sorunlarıyla ilgilenmek ve saha çalışmalarında ekip arkadaşlarını bizzat desteklemek onun için çok önemliydi. O kadar ki birlikte çalıştığı birçok insanın hayatında bir dönüm noktası olabildi. 

Türkiye Kalkınma Vakfı’nın kırsal alanlarda yürüttüğü çalışmalar bir yandan Ahmet Saltık’ın yönetiminde önemli başarılar kazanırken, bir yandan da kurum içinde çeşitli sıkıntılar baş göstermeye başlamıştı. Giderek artan bu sıkıntılar içerisinde Ahmet Saltık ve çalışma arkadaşları temel ilkelerini uygulayabilecek bir çalışma ortamından yoksun kalmaya başladılar. Artık bir yol ayrımına gelinmişti. Ahmet Saltık ve ekibi için yeni bir adres gerekiyordu. 

SÜRKAL’IN Oluşumu…

Böylece 2000 yılında SÜRKAL kuruldu. İnsanı merkeze alan, katılımcı, dengeli ve sürdürülebilir bir kırsal kalkınma anlayışının merkezi artık SÜRKAL olacaktı. Deneyimi ve birikimi sayesinde kısa sürede önemli projelere imza atan SÜRKAL, Ahmet Saltık’ın temellerini attığı kalkınmacılık anlayışının da en somut örneğiydi. Giderek Türkiye’de kırsal kalkınmanın okulu haline gelen SÜRKAL’ın başöğretmeni ise yine Ahmet Saltık’tı.

Bundan sonra kırsal kalkınma çalışmalarında ilk akla gelecek kuruluşlardan biri SÜRKAL olacaktı. Ve SÜRKAL kısa süre içerisinde sadece bir dernek değil aynı zamanda bir “aile” haline gelecekti. Ahmet Saltık için bu aile sadece çalışanlarından ibaret değildi. Birlikte çalıştığı herkes, köylüler, kadınlar, çocuklar, küçük üreticiler, kısacası kalkınmaya en çok muhtaç olan kesimler de bu ailenin birer üyesiydiler. Bulduğu her fırsatta onların yanında olmak, boş vakitlerinin çoğunu sahada onlarla beraber geçirmek Ahmet Saltık için en büyük keyiflerden biriydi ve kuşkusuz bu ailenin en çalışkan ismi de Ahmet Saltık’tı. Gerek masa başında gerekse de saha çalışmalarındaki enerjisiyle herkesin dikkatini çekmişti. O kadar ki Ahmet Saltık’ın temposuna ayak uydurmakta bazı zamanlar zorlansalar da çalışma arkadaşları tarafından her zaman hayranlıkla izlendi.

Bir ömrü dolduran yoğun çalışmasının sonucunda, Ahmet Saltık arkasında büyük bir miras bıraktı. Bu miras çalışma arkadaşları ve yetiştirdiği gençler sayesinde sonsuza dek yaşayacak. Tıpkı Ahmet hocanın aziz hatırası gibi…

“SÜRKAL’da çalışan, bir elin beş parmağını geçmeyecek ama son derece özveriyle bir günde 120 kilometre yol yapmak zorunda kalan, karda kışta özveriyle çalışan arkadaşlarıma burada teşekkür etmek istiyorum…” (Ahmet Saltık, TRT GAP TV 2002)


AHMET SALTIK’IN YAYINLARI

Kırsal Gelişmenin ve Kırsal Yerleşmelerin Değişen Koşullarda Yeniden Örgütlenmesi Üzerine Düşünce ve Öneriler; Dr.Ahmet Saltık, Zekayi Bakar; TMMOB “Kırsal ve Kentsel Gelişme Stratejileri” Çalıştayı, 14 Ocak 1995, Ankara

GAP Bölgesi’nde Sürdürülebilir Kalkınma Programlarının Katılım ve Örgütlenme Boyutu (Çerçeve ve Yol Gösterici İlkeler); Dr.Ahmet Saltık; Mart 1995

Çağdaş Toplumlarda Gönüllü Kuruluşların Sosyo-Ekonomik Temelleri; Dr.Ahmet Saltık; Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Gönüllü Kuruluşlar Konferansı; 28-29 Mart 1995

Kalkınmada Katılımcı Kırsal Değerlendirme; Dr.Ahmet Saltık, Araş.Gör.Bülent Gülçubuk; Türkiye 2. Tarım Ekonomisi Kongresi; 4-6 Eylül 1996

Gönüllü Kuruluşların Rolü ve Güçlendirilmesi; Dr.Ahmet Saltık; Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Orta Asya ve Karadeniz Çevre Konferansı; 23-25 Ekim 1996

Kalkınma Sürecinde Sosyal Bilimcinin Rolü; Dr.Ahmet Saltık; Van Valiliği ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yayını; Sosyal Bilimler Kavşağında Doğu ve Güneydoğu Anadolu; Mayıs 1997

Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Kullanımı Süreçlerinde Sivil Toplum Örgütlerinin Konumu ve Rolleri; Dr.Ahmet Saltık; Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Yayını; Ocak 1997

Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Yönetimi: Kavramsal Bir Yaklaşım; Dr.Ahmet Saltık

Güneydoğu Anadolu Bölge Kalkınmasında Sosyal boyut Üzerine Görüşler; Dr.Ahmet Saltık

Dünya’da ve Türkiye’de Kırsal Kalkınmanın Gelişen Dinamiği: Gönüllü Kuruluşlar (Hükümete Bağlı Olmayan Kuruluşlar); Doç.Dr Ahmet Saltık, Dr. Bülent Gülçubuk; Türkiye 3. Tarım Ekonomisi Kongresi; 7-9 Ekim 1998

Kalkınma Projelerinde Etki Ölçme ve Değerlendirme Araştırmaları: Erzurum – Uzundere ve Sinop – Durağan Köylerinde Uygulanan Seracılık ve Yem Bitkileri Üretimi Projelerinden Örnekler; Doç.Dr. Ahmet Saltık, Dr. Ayşe Gündüz Hoşgör

Sivil Toplum Kuruluşları ve Her Yönüyle GAP; Doç.Dr. Ahmet Saltık; GAP Bölge Kalkınma İdaresi ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Köykent Projelerinin Sürdürülebilirliği için Katılımcı Planlama, İzleme ve Değerlendirme Konularında Öneriler; Doç. Dr. Ahmet Saltık; Haziran 2002, Samsun

Sürdürülebilir Kırsal ve Kentsel Kalkınma Derneği ve Yoksullukla Mücadele Yaklaşımı; Doç.Dr. Ahmet Saltık; Yoksulluk Sempozyumu;31 Mayıs-01 Haziran 2003, İstanbul

Türkiye’de Sivil Hayat; Doç. Dr. Ahmet Saltık; STGP Yayını, Türkiye’de Sivil Hayat, Nisan 2005

Kalkınmada Yeni Kavram ve Stratejiler; Doç. Dr. Ahmet Saltık, Yrd. Doç. Dr. Oya Açıkalın; 5. Ulusal Sosyoloji Kongresi, İnönü Üniversitesi, Malatya; 2007